Bilgi Merkezi


Beslenmenin Süt Yağı ve Proteini Üzerine Etkileri Nelerdir?

  • Kaba yem/konsantre yem oranının etkisi:

Süt yağının yapımı, iki kaynaktan memeye gelen maddeler ile alakalıdır. Bu maddeler, işkembede mikrobiyal sindirim sonucu üretilen asetik asit ve yemlerin içindeki yağların sindirilerek kana geçmesidir. Gerek rumende üretilerek kana geçen asetik asit, gerekse kanda dolaşan yağ asitleri kan yoluyla meme dokusuna gelerek burada süt yağı oluşumuna katılırlar. Bu nedenle kanda ne kadar çok yağ ve/veya asetik asit varsa o kadar çok süt yağı üretilir. İşkembede yem maddelerinin sindirimi sonucunda aralarında asetik asitin de olduğu uçucu yağ asitleri sentezlenir. Süt yağı yapımına katılan asetik asitin miktarı beslenmeden etkilenir. Hayvana ne kadar rasyonla birlikte lif yani selülozca zengin yem maddesi verilirse o kadar çok asetik asit üretilir. Selüloz daha çok kaba yemlerde bulunur. Bu nedenle rasyonda kaba yem miktarını artırmak, lif yani selüloz oranının, dolayısıyla asetik asit miktarının artmasına neden olur. Kaba yem oranını arttırmak, sadece asetik asit miktarı artışı ile süt yağını artırmaz. Aynı zamanda kaba yem verilerek hayvanın daha fazla geviş getirmesi sağlanır. Geviş getirme, tükrük salgısını artırır ve bu salgı yutularak işkembeye gelir. Tükürük alkali bir pH değerine yani 8.4 lük bir pH’ya sahiptir. İşkembede başta nişasta olmak üzere karbonhidratların sindirimi sonucunda asit (uçucu yağ asitleri) üretilir. Bu asitler, işkembe pH’sını aşağıya çeker. Asitlik arttığında da özellikle selüloz sindiren bakteriler, ölmeye başlar. Bu bakterilerin ölümü ile bu defa asetik asit üretimi azalır ve süt yağı düşer. İdeal olarak yüksek verimli sağmal inek rasyonlarında kaba yem, en az % 50 olmalıdır.

  • Kaba yemin kalitesi: 

Kaba yemlerde bulunan selülozun sindirimi iyi olduğunda daha çok asetik asit üretilir. Böylece, daha fazla asetik asit üretimi ile süt yağı üzerine daha etkili olması beklenir. Ancak yüksek miktarda konsantre yem kullanılan sürülerde kaba yem kalitesinden ziyade zor sindirilmesi nedeniyle geviş getirmeyi daha çok uyaran saman gibi kötü kaliteli kaba yemlerin az miktarda verilmesi, süt yağına daha fazla katkı sağlayabilir.

  • Konsantre yemlerin ince öğütülmesi ya da özel işlemlerden geçirilmesi:

Başta nişastaca zengin mısır ya da arpa gibi tahıllar olmak üzere bazı kesif yemlerin öğütülme iriliği azaldıkça işkembedeki sindirim artar. Bu artış sonucunda işkembede daha fazla asit üretilir. Bu artan asitlik sonucunda da lif sindirimi ve süt yağı, dolaylı olarak azalır. Ancak burada meydana gelen olay nedeniyle tahılları kaba öğütmeye kalkmak da sindirim düşmesine yol açar. Bu ise yararlanmayı azaltır. Dolayısıyla tahılları ince öğütmeli ya da flake etme gibi işkembe sindirimini artıran özel işlemlere tabi tutmak yine de en doğrusudur.

  • Kaba yemlerin çok ince doğranması:

Yapılan araştırmalar, kaba yemlerin doğranma iriliği azaldıkça geviş getirmenin azaldığını buna bağlı olarak da işkembenin tamponlanması için daha az tükürük üretimi gerçekleştiğini göstermiştir. Bu nedenle kaba yemleri ince doğramamak gerekir. Ancak hayvanların yem yeme davranışları incelendiğinde önlerine konan rasyonda küçük parçalar lehine yem seçme davranışı yaptığı gözlenmiştir. Dolayısıyla kaba yemleri iri parçalamak, kağıt üzerinde doğru bir yöntem gibi görünmekle birlikte hayvanlar yem seçme davranışı yaparak tüketmediklerinde istenen sonuç alınamayacaktır. Doalyısıyla parçalama iriliği çok azaltılmamalı ama çok da iri tutulmamalıdır.

  • Rasyonun selüloz (lif) içeriği:

Rasyonlarda selüloz oranı arttıkça süt yağının da dolaylı yoldan artmasını beklemek çok doğal bir durumdur. Düzenlemeler yapılırken süt verimini de kontrol ederek hareket edilmelidir. Çünkü selüloz, nişasta ve şekere göre daha yavaş ve az sindirilen, dolayısıyla daha düşük enerjili bir besin maddesidir. Aşırı selüloz artışı, rasyon tüketimini ve enerjisini çok fazla düşüreceğinden süt veriminde düşme görülmesi beklenmelidir.

  • Konsantre yemin içeriği:

Konsantre yem içindeki nişasta ve şeker miktarı arttıkça işkembede daha fazla asit üretimi olacağından süt yağı bu durumdan olumsuz etkilenebilir.

  • Yemleme sıklığı:

Sağmal inekler üzerinde yapılan çalışmalar, yemleme sıklığının arttırılmasıyla birlikte daha az yem seçme davranışı olduğunu, bu nedenle de süt yağının bu durumdan olumlu etkilendiğini göstermiştir. Sağmal ineklerde yemleme sıklığı en az günde 2 defa olmalıdır.

  • Yem katkı maddeleri:

Sodyum bikarbonat, magnezyum oksit ve benzeri yem katkı maddeleri, süt yağının arttırılmasında çoğu zaman olumlu etkiler yaparlar. Bu maddeler etkilerini işkembe pH’sının düşmesine engel olarak dolaylı yoldan daha fazla lif parçalanmasına hizmet ederek etki gösterirler.

  • Yaş (genç) çayır ve merada otlatma:

Genç çayır ve mera otları, çoğu zaman düşük selüloz içeriğine sahiptirler. Bu nedenle hasıl, saman, kuru ot gibi kaba yemler yerine kaba yem kaynağı olarak çayır ve merada otlatma yapılması, daha az ama daha çok sindirilebilir lif alımına, daha az geviş getirmeye yol açarak süt yağında düşmeye yol açabilir.

  • Rasyonun protein düzeyi:

Rasyonun protein düzeyinin aşırı düşmesi, süt proteininde düşmeye yol açar. Tam tersi olduğunda ya da rasyonda metiyonin ve lizin gibi amino asitlerin miktarı artınca süt proteini artar. Rasyonlara bypass edilmiş lizin ve metiyonin katılması ya da böyle özelliği olan ham maddelerin kullanılması, süt proteinini arttırabilir.

  • Rasyona bypass yağ katılması:

Rasyonlara içinde palmitik oranı yüksek yağ asitlerini içeren frkasiyone tip yağların katılması, süt yağını olumlu etkilerken süt proteinde düşmeye yol açabilir.

E-Bülten Kayıt Olun

Duyuru ve haberlerimizi takip etmek için e-bültenimize kayıt olunuz.